Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, dün Kanal T’de yayınlanan Damla Dabiş ile Yaz Sabahı programına katılarak soruları yenıtladı. Arıklı, trafik denetim kameraları, yol güvenliği, toplu taşıma ve siyasi sistem tartışmalarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Arıklı, yeni nesil trafik kameralarıyla ilgili eleştirilere tepki göstererek, “Bu kameralar sizin peşinizde değil. Yolda 150 km saatte giderseniz sizi yakalar, plakanızı okur, seyrüseferiniz var mı, sigortanız var mı, muayene var mı hepsini ortaya döker ve gerekli cezaları keser” dedi. Trafikte sigara içilmesinin cezaya tabi olmasını CTP’li vekillerin istediğini belirten Arıklı, “Kameralar bizim güvenliğimiz içindir. ‘Devlet vatandaşın cebine el attı’ demek nedir? Suç işlerseniz ceremesini çekeceksiniz. Bir yılda onlarca insanımız trafiğe kurban gidiyor. Denetim yok diye ağır eleştiriler aldık, işte kameralarla denetim geldi. Bu sefer ‘devlet vatandaşın cebine el attı’. Bu olmaz” ifadelerini kullandı.
“ESKİ KAMERALAR DEMODE OLDU”
Ölümlü kazaların başlıca nedenlerini sürat, alkol ve dikkatsiz sürüş olarak sıralayan Arıklı, “Her kazadan sonra yollara suç bulunuyor. Adam 150 promil alkol ile kaza yapıyor, yollar suçlanıyor. Elbette eğitim şart. Ehliyet alan biri biliyor ki alkol kullanamazsın, 100 km azami sürat sınırı olan yolda 150 km saatte seyredemezsin” dedi. Eski kameraların demode olduğunu, yerlerine hibe yoluyla yeni nesil kameralar geldiğini belirten Bakan, “Yaklaşık 1600 km’lik karayolumuz var. Hemen hemen her tehlikeli noktaya kamera koyacağız. Bu trafiği başka türlü denetleme imkânı yok. Biraz adaptasyon süreci olması lazım. Emniyet kemeri, sürat ve cep telefonu ile seyir cezaya tabi olacak. Seyrüsefer, sigorta eksiklikleri ilk etapta uyarı olarak gönderilecek. Kameralar trafik canavarlarının canavarıdır. Buna karşı çıkanlar trafik canavarlarını cesaretlendiriyor. Bu suçları işliyorsanız cezasını da çekeceksiniz. Bu kameraların trafik kurallarına uyanlarla hiçbir derdi yok” dedi.
Arıklı, trafik eğitimi, şoför okulları, yeni çipli ehliyetler ile ilgili AB normlarına göre hazırlanmış tüzüklerin kadük olduğunu, tüzükleri düzenleyerek yeniden Bakanlar Kurulu’na gönderdiğini ancak onaylanmadığını belirtti: “Sebebini bilmiyorum. Bu tüzükler; şoför okullarının yeniden düzenlenmesi, çipli ehliyete geçiş gibi birçok farklı ve önemli konuyu kapsıyor. Takometre konulabilmesi için çipli ehliyetlere geçmek lazım. Altı aydır tüzükler Bakanlar Kurulu’na gidip geliyor.”
“GÜNDÜZ OLAN KAZAYA ‘YOLLAR KARANLIK’ YORUMU YAPILIYOR”
Araç muayenesinin kendisine bağlı olmadığını söyleyen Arıklı, “Bana bağlı Trafik Dairesi’nin bir araç için ‘trafiğe çıkamaz’ deme yetkisi yok” dedi. Ayrıca yolların karanlık olması eleştirilerine de değinerek, “Dünyanın hiçbir yerinde köyler arası yollar aydınlatılmaz. Devlet karayolları sadece ana yollarda kavşakları aydınlatır, tamamı aydınlanır diye bir şey yok. Vatandaş herhangi bir kazadan sonra ‘yollar kötü, yollar karanlık’ diyor. Gündüz olan kazalara bile böyle yorumlar yapılıyor. Mecliste de söyledim: Siz her kazadan sonra sorumlu olarak devleti gösterdiğinizde trafik canavarlarına ‘sen istediğin gibi araba sürmeye devam et, çünkü sorumlu zaten devlet’ demiş oluyorsunuz” ifadelerini kullandı. Araç içi kameralar için mevzuat hazırlandığını, trafikte caydırıcılığı artırmak için cezaların ağırlaştırıldığını belirten Arıklı, “Ölüme neden olanlara hapislik süresini 14 yıla çıkardık. Yeter mi? Daha da ağır olması lazım” ifadelerini kullandı. Trafik meselesinin basit sloganlarla çözülemeyeceğini belirten Arıklı, “Bir devlet politikası olması lazım çünkü sönen hayatlar bizim hayatlarımız” dedi.